,

Sultanahmet’ten Bakınca…

Türkiye’de her yıl yapılan etkinlikler içinde en fazla sayıda insana ulaşan İstanbul Maratonu’nda bir yarış daha geride kaldı. Yarıştan bize neler kaldı, maddeler halinde sıralayalım…

1. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yarışı 47. Türkiye İş Bankası İstanbul Maratonu, eskiden beri kitlesel bir propaganda aracı olarak işlev görüyor. İktidarın, İstanbul Belediye Başkanı’na yaptığı operasyondan sonra Ekrem İmamoğlu’nun görünürlüğünü azaltmak için her yola başvurduğu malum. İhtimal ki bu minvalde alınan ‘tedbir’ önlemlerinden biri, nisan ayındaki yarı maratonda olduğu gibi büyük yarışı da TRT ekranlarından uzak tutmaktı. Bu yüzden maraton, canlı verilmeye başladığı 1996 yılından beri ilk kez TRT’den yayınlanmadı. Böylece startı veren ve sonra yarışa katılan CHP Genel Başkanı Özgür Özel ekranlardan uzak tutuldu. Olan yarışa oldu.

2. İBB’nin operasyonlarla sindirilmesinin yarışa etki eden önemli bir faturası daha oldu. Bu yıl maraton fuarı yapılamadı, belediye kanalları aracılığıyla yapılan tanıtım eksik gerçekleşti. Yarışın bütçesi kısılınca gelen atletlerin kalitesi, dolayısıyla da yarışın genel seviyesi olumsuz etkilendi. 

3. 2025 İstanbul Maratonu’nun yan etkinliği olarak koşulan 15.5K, parkur ölçümü sonrası finiş noktası denk gelmediği için ‘standart dışı mesafe’ olarak planlandı. Halk koşusu kategorisinde olduğu için para ödülüne dahil olmayan bu yarışın Altunizade’den çıkışla 15 kilometre çizgisi Yenikapı’daki alt geçide denk geldiği için, parkur dönüş sonrası miting alanına kadar uzatıldı. Bu değişiklik ortaya küsuratlı bir parkur çıkardı. Bu kategori amatör müsabaka olduğundan derecenin çok bir önemi olmasa bile bunun önümüzdeki yıllarda daha farklı bir rotada yapılması gündeme gelebilir.

4. Elit kadınlar yarışı İstanbul Maratonu tarihinin en yakın biten finişine sahne oldu. Yavaş koşulan yarışın son üç kilometresinde birlikte giden iki Etiyopyalıdan olimpiyat madalyalı (2012 Londra’da 3000 su engelli gümüşü var) 38 yaşındaki Sofia Assefa, yurttaşı Bizuager Aderra’ya bir saniye farkla boyun eğdi. Yarışı 2 saat 26 dakika 20 saniyede bitiren Aderra ile Assefa arasındaki fark, İstanbul Maratonu tarihinde daha önceki en yakın kadınlar finişi olan 1994 yarışını geride bıraktı. 

5. Kadınlar maratonda son yıllarda krize giren Türk atletizmindeki bu sorun, İstanbul’da yine su yüzüne çıktı. Elit listedeki tek milli atlet Meryem Erdoğan 15’inci kilometrede yarışı terk etti. Yerli atletler arasında en iyi derece genel sıralamada 11’inci olan Ezgi Keskin’e gitti. Son beş yılda Türkiye rekortmeni Sultan Haydar dahil beş kadın atletin dopingden ceza aldığı maraton branşı, Türkiye Atletizm Federasyonu’nun acil el atması gereken disiplinler arasında başı çekiyor.

6. Erkekler yarışında genel sıralamada beşinciliği elde eden Hüseyin Can, iyi bir yarış çıkararak göz doldurdu. 40 kilometre boyunca lider grupta giden Hüseyin, Gülhane Parkı tırmanışında geride kalıp kürsüyü kaçırmasına rağmen, en iyi derecesini bir dakikaya yakın (58 saniye) geliştirerek 2:10:58’e indi. Hüseyin, bu performansıyla tüm zamanlar Türkiye listesinde yedinciliğe yükseldi. Üç kez olimpiyat gören Mert Girmalegesse ise 2:26:04 ile 14’üncü olurken Türk atletler sıralamasında da ilk kez kürsünün dışına çıktı. Bu yılki yarış, Girmalegesse’nin artık kariyerinin sonuna geldiğini gösterdi. 

7. Elit erkekler yarışında Kenya’dan Rhonzas Kilimo, 2:10:12’lik dereceyle tamamlayarak 50 bin dolarlık ödülü kazandı. Kilimo, geçen yılki şampiyon ve eski bir Chicago Maratonu ikincisi olan Dejene Debela’ya üst üste ikinci zafer imkânını vermedi ve bugüne dek elde ettiği en büyük başarıyı yakaladı. 

8. Debela’nın ilk sırayı kaptırmasıyla Etiyopya, yarış tarihinde üçüncü kez çifte zafer elde etme fırsatını harcadı. Daha önce Etiyopyalılar, 2009 ve 2014 yıllarında aynı yarışta erkekler ve kadınlar şampiyonlarını çıkarmıştı. Doğu Afrika ülkesi, buna karşın kürsüye çıkan altı atletin dördüne sahip olarak İstanbul Maratonu tarihinde ezeli rakibi Kenya’nın bulduğu kürsü sayısını (57) yakaladı. 

9. On altı milyonluk kent İstanbul’daki dev yarışın yarım asırlık geçmişine rağmen hâlâ halkta ilgi yaratamamış olması, en dikkat çekici noktalardan biri… Özellikle Beşiktaş, Karaköy, Eminönü, Bakırköy, Sirkeci gibi merkezlerde boş yol kenarları ve ambiyans eksikliği, yıllardır İstanbul Maratonu’nun havasından çok şey eksiltiyor. Dünyadaki muadil yarışlarda İstanbul’dan katbekat fazla sayıda seyirci maratoncularla bütünleşirken, Türkiye’de bu alandaki çabalar hep eksik kalıyor. Bu bağlamda sorumluluk bir parça Türkiye’deki ‘aciz’ spor medyasında olsa bile organizasyonu yıllardır yürüten İBB’nin trampet gruplarından daha farklı yöntemler denemesi gerekiyor. 

10. Bir yarışı daha noktalayan İstanbul Maratonu’nun motivasyonunu artıran veri, kapanışla birlikte geldi. Yaklaşık altı buçuk saatin ardından finişe ulaşan 4 bin 515 maratoncu, İstanbul Maratonu’nun bitirme rekorunun yenilendiği anlamına geliyordu. Geçen yıl bu istatistikte ilk kez dört bin sınırını aşan İstanbul, artık beş bini ve daha üzerini hedefleyecek. Halk koşusuyla birlikte 30 bin katılımcıyı harekete geçiren yarışın Türkiye dışından gelen maratoncu artışı da yüzleri güldürüyor. 

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir