,

Six Kings Slam: Yapay Düzlemin Dikey Doğruları Olur Mu?

Bu yıl ikincisi düzenlenen Six Kings Slam geride kaldı. Kimin kazandığının pek bir ehemmiyeti yok. Yıllar sonra, hatta birkaç haftaya hatırımızda kalacağı bile muamma. Böyle bir turnuvanın oynanmasının kimin için önemi var

Abdülaziz bin Abdurrahman bin Faysal Âl-i Suud (halk arasında bilinen adıyla İbn Suud), yaklaşık otuz yıl süren siyasi ve askeri çalışmalarının ardından 23 Eylül 1932’de Suudi Arabistan’ı kurdu ve yeni rejimin ilk kralı oldu. O günden bu yana Kral Suud, Kral Faysal, Kral Halid, Kral Fahd, Kral Abdullah ve son olarak şimdilerde Kral Selman olmak üzere toplam altı kral ülkenin yönetiminde söz sahibi oldu. 

Başkent Riyad’da ise altı erkek tenisçi bu sene ile beraber ikinci kez Six Kings Slam’de bir araya geldi. Geçen yıl, aktif olarak tenis oynamaya devam eden Grand Slam şampiyonları Novak Djokovic, Rafael Nadal, Carlos Alcaraz, Jannik Sinner ve Daniil Medvedev’in yanına genç yıldız Holger Rune eklenmiş ve kadro tamamlanmıştı. 

2025 edisyonunda ise turnuvanın resmi adındaki ‘Slam’ kelimesi anlamını iyice kaybetti. Djokovic, Alcaraz ve Sinner geri dönerken yanlarına henüz majör turnuva zaferi bulunmayan Alexander Zverev, Taylor Fritz ve Jack Draper eklendi. Draper daha sonra sakatlık sebebiyle yerini Stefanos Tsitsipas’a bıraktı. Krallar bu defa soybağı ile değil seçim ile göreve gelmiş oldu…  

Ancak güçlünün tırnaklarıyla kazıyarak kazandığı bir sporda seçimle göreve gelmek pek ilgi çekici olmayabiliyor. 2024’te Riyad’da tenis severlerin normal şartlar altında gözlerini bile kırpmadan takip edeceği eşleşmeler gerçekleşti: İspanya’nın nesiller arası devir teslim töreni Alcaraz-Nadal, biri diğerinin daha genç halini anımsatan Sinner-Djokovic ve finalde günümüzün erkek tenisindeki en büyük eşleşmesi Sinner-Alcaraz. 

Herhangi bir turnuvada ses getirecek eşleşmeler yaşansa da dünya gözünü çevirip bakmamış, sosyal medya neredeyse hiç konuşmamıştı. Bu yıl efsanevi maçlara imza atan, son üç Grand Slam finalinde karşılaşan Sinner ve Alcaraz, Six Kings Slam finalinde tekrar kortu paylaşıyordu. 

ESPN verilerine göre ikilinin son karşılaşması Amerika Açık finali ABD’de 3.3 milyon izlenmişti. Global rakamlar paylaşılmıyor fakat geçen yılan göre Avrupa’nın 45 ülkesinde %32’lik artış olduğu da bildiriliyor. Six Kings Slam ile ilgili izlenme rakamları yayıncı kuruluş Netflix tarafından paylaşılmıyor fakat geçen yılki Alcaraz-Nadal maçı X’te ücretsiz canlı yayınlanırken azami noktada 429 bin seyirci çektiği görülebiliyor. 

Peki seyircinin ilgisi gerçekten de düşük mü? Dünyanın en büyük sosyal ağ forumlarından biri olan Reddit’te turnuva öncesinde açılan bir ankette ‘Six Kings Slam’i izleyecek misiniz’ sorusu soruluyor. ‘Evet izleyeceğim’ cevabını verenlerin oranı %31,25. Bu konunun gündeme getirilmesi dahi aslında tenis seyircisinin böyle bir gündemi olduğunu gösterir cinsten. Nitekim gerçek Slam’ler için bu tarz tartışmaların yapıldığı görülmüş şey değil.

Bu soğukluk hissinin en büyük müsebbibini tahmin edebilmek kolay aslında. Bir kelime, dört harf, varlığı dert yokluğu yara: Para. Katılımcılar Suudi Arabistan’a ayak bastı ücreti olarak 1,5 milyon dolar alıyor. Turnuvayı kazanan tenisçi ise 4,5 milyon dolar daha alarak toplam ödül parasını 6 milyon dolara yükseltiyor. Dört günlük turnuvada elde edeceğiniz iki galibiyetle, iki haftaya yayılan süresiyle yedi maç kazanmanız gereken Grand Slam’lerden daha fazlasını kazanabilirsiniz. Tenisçiler için hiç fena bir anlaşma sayılmaz.

Suudi Arabistan’ın futbol, golf, kriket, boks, e-spor gibi branşlara milyarlarca euro harcaması, kendi içinde bu yatırımları ekonomisinin petrole bağımlılığını azaltmaya yönelik bir çaba olarak açıklaması, fakat dünyada ise spor üzerinden kara para aklama iddialarına (sportswashing) maruz kalması bugün ilk kez konuşulan bir konu değil. Yine de günümüz rakamları epey çarpıcı. 

Eğer böyle giderse, Suudi Arabistan’ın spor sektörü pazar değerinin, 2030 yılına kadar 8 milyar dolardan 22,4 milyar dolara ulaşması bekleniyor. 2019 yılından bu yana 40 farklı spor dalında 100’ün üzerinde büyük uluslararası etkinliğe ev sahipliği yaptılar. Üstüne üstlük 2034 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapmaya hak kazandılar. Öte yandan spor yatırımlarının 2030 yılına kadar GSYİH’nin yüzde 1,5’ini oluşturması ve gelecek on yıl içinde ise 100 binden fazla istihdam yaratılması bekleniyor.

Teniste ise Suudi Arabistan’ın bir Grand Slam olmasa da bir alt seviyedeki Masters turnuvalarından birini düzenlemek istediği biliniyor. Öte yandan WTA sezon sonu finallerini Riyad’da oynatabilmek için de uzun süre beklemiş ve nihayet geçen yıl amaçlarına ulaşmışlardı. 20 yaş altı en yüksek sıralamalı sekiz erkek tenisçinin katıldığı Next Gen ATP Finalleri de 2023’ten beri ülkenin en büyük ikinci şehri Cidde’de oynanıyor. Takvimde nereye konumlandırılacağı, kaç kişilik bir turnuva olacağı gibi temel sorulara henüz cevap veremeyen hayali Masters turnuvası ise Six Kings Slam’e yapılan yatırımın ardından şimdilik hayali bir proje olarak kenarda duruyor.

Öyle ki yayıncılık tarafında da yapılan yatırımın boyutu büyük. Canlı tenis yayınına ilgisini ilk kez Alcaraz ve Nadal’ın 2024’te oynadığı gösteri maçında ortaya koyan Netflix şimdi de Six Kings Slam’in yayıncısı oldu. Ayrıca NFL Noel Günü maçları, F1 pilotları ile golfçülerin yarıştığı Netflix Cup, WWE Raw, Jake Paul vs Mike Tyson gibi organizasyonlarla da eğlence ve sporu yan yana getirme uğraşındalar. Ancak son yayın hakları anlaşmalarına bağlı olarak ABD’de 2030’ların ortalarına kadar tenisin zirve turnuvaları Grand Slam’leri bünyelerine katmaları mümkün görünmüyor.

Gösteri maçları/turnuvalarına ne kadar rağbet gösterildiği tartışılsa da sayıları artışa geçiyor. 7 Aralık’ta ABD’de düzenlenecek olan “A Racquet at The Rock” etkinliğinde Alcaraz ile Frances Tiafoe ve Amanda Anisimova ile Emma Raducanu arasında iki maç oynanacak. Ocak 2026’da Nick Kyrgios, Hong Kong’da Aryna Sabalenka ile gösteri maçında karşılaşacak. Billie Jean King’in 1973 yılında Bobby Riggs’e baş kaldırdığı ilk ‘cinsiyet savaşı’ dünyada 90 milyon kişi tarafından izlenmişti. Çünkü bir kadının bir erkeği yenip yenemeyeceğine dair sorular gerçekti. 

Şu anda ise fikir yerine paranın çevresinde şekillenen spor ortamında yapaylığın kokusu seyirciye pek de cazip gelmiyor.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir