Wuxi’deki Dünya Tekvando Şampiyonası 53 kilo kadınlar finalinde tatamide, iki ülkenin (spor) tarihleri kesişti.
2025 Dünya Tekvando Şampiyonası 53 kilo kadınlar finalinde milli sporcumuz Merve Dinçel Kavurat, Suudi Arabistan’dan Dünya Abu Talib’le karşılaştı. Tatamide yaşananlar ise mücadelenin arkasındaki karmaşık hikayeleri yansıtmıyordu.
Merve’nin yolculuğu, Ankara Mamak’ın sokaklarında başladı. Yaşıtı kız çocukları oyuncak bebeklerle oynarken o mahallenin abileriyle sokakta futbol, simit gibi oyunlar oynuyordu. Hareketli bir çocuktu. Dedesi onu henüz 6 yaşındayken tekvandoyla tanıştırdı. Sene 2005’ti ve onun sözleriyle ‘hayatı değişti’.
Dünya’nın spor hayatı ise ülkesinde kadınların spor yapmasının neredeyse imkansız olduğu bir dönemde, babasının onu cesaretlendirmesi ile başladı. Babası onu 8 yaşındayken, 2005 yılında ülkesinde pek bilinmeyen bir spor olan tekvandoya yönlendirdi.
Merve çok hareketli bir çocuktu, ailesi onu eve sokamıyordu. Sürekli sokaklardaydı. Dedesi bir gün sokakta doboklu (tekvando giysili) çocuklar gördü ve onlardan hangi sporu yaptıklarını öğrendi. Dedesi, torununun seveceğini düşündüğü bu spora onu yönlendirmeleri için anne ve babasını ikna etti. O günden sonra o küçük çocuk kendisine hep bir hedef noktası koydu ve tüm odağını spora verdi.
Kadınların spor yapması için ayrı bir spor salonu olmadığından sadece erkeklerin olduğu bir spor salonunda çalışan Dünya’nın antrenmanları zorlu geçiyordu. 13 yaşına geldiğinde kulüpte antrenman yapması da yasaklandı. Ancak bu kısıtlama, onu hayalinden uzaklaştırmak yerine daha da hırslandırdı. Evde kendi kendine ve aynı zamanda erkek kardeşi ile çalışmaya devam etti.
Merve’nin hedef koyma disiplini, yıllar içinde madalyalara dönüştü. 2022’de Avrupa Şampiyonası’nda aldığı altın onu daha da büyüttü, 2023’te Azerbaycan’da düzenlenen Dünya Şampiyonası’nda 49 kiloda altına uzandı. Bu başarılar onu sadece fiziksel olarak değil, zihinsel olarak da bir sonraki büyük hedefine hazırlıyordu.
Dünya ise tatamide madalya ararken ülkesinde boş bir sayfa açıyordu. İlk profesyonel karşılaşmasına 2016’da Ürdün’de çıktı. O yıllarda kendi ülkesinde kadınların katılabildiği bir tekvando şampiyonası düzenlenmiyordu. Suudi Arabistan’da 2018 sonrasında başlayan değişim rüzgarıyla birlikte onun da sahneye çıkma zamanı geldi. 2022’de Asya Şampiyonası’nda 53 kiloda bronz, aynı yıl Dünya Şampiyonası’nda 49 kiloda bronz aldı ve Suudi Arabistan’ın kadın tekvandodaki en büyük referansına dönüştü.

Merve için hedef artık daha büyüktü: Paris. Bu yolculuğun ‘son parçası’ altın madalyaydı. Kilo yönetimi onun en büyük sınavlarından biri oldu hep. Yarışma dönemi yaklaşınca 49 kiloya inmek zorundaydı ve bu süreç fiziksel olduğu kadar zihinsel bir mücadeleydi. Günde üç protein barla geçen antrenman dönemleri, tartı stresleri ve yarışma öncesi o ince çizgide kalma mücadelesi…
Dünya da Paris’e kendi ülkesindeki değişim rüzgarını taşıyarak gitti. 2024 Asya Tekvando Şampiyonası’nı kazanarak doğrudan olimpiyat kotası aldı. Annesi ona “Altın madalyayı kazanmadan dönme.” demişti.
Paris 2024’te ikisi de aynı siklette sahaya çıktığında kaderleri ilk kez kesişti. 49 kiloda yarıştılar. Merve ile Dünya turnuva ağacının farklı kollarında çeyrek finale yükseldi ancak yenildiler. Bronz madalya maçlarına çıktılar, ikisi de maçını kaybetti. İlk kez boy gösterdikleri Olimpiyat sahnesinde işler yolunda gitmemişti. O güne kadar verdikleri emekler ve fedakarlıkları tabii ki bu sonuçlarla uçup gitmeyecekti. Önlerinde Dünya Şampiyonası vardı. Merve son şampiyon apoletiyle, Dünya ise 2022’nin ardından ikinci kez katılıyordu.
Merve, Wuxi’deki 53 kilo tablosunda yukarı doğru tırmanırken önce olimpiyat bronz madalyalı İranlı Mobina Nematzadeh’i çeyrek finalde geçti. Sonra yarı finalde ikinci seri başı Mısırlı Jana Khattab’ı eledi ve kendisini yeniden bir dünya finalinin kapısına koydu. Bu nokta, Bakü 2023’ün bir tekrarı değil; Merve’nin kendi standardını yeniden yükseltişiydi.
Tablonun diğer tarafında ise Dünya Abu Talib, Çinli Zhang’ı yarı finalde yenerek Suudi Arabistan’ın Wuxi 2025’teki ilk madalyasını garantiye aldı.

Merve, ilk raundun son saniyelerinde bulduğu puanlarla 6-2’lik bir avantaj yarattı. İkinci rauntta ise oyunu kilitleyerek Dünya’yı puansız bıraktı ve 2-0’la, tıpkı Bakü’de olduğu gibi, bir Dünya Şampiyonası finalini daha kontrol ederek kapattı. Üst üste ikinci dünya altınını kazanarak tarihi bir başarıya imza attı. Dünya için ise bu skor ülkesinin şampiyonadaki ilk ve tek madalyasını kazanmak anlamına geliyordu.
Bu final yalnızca bir skor değildi; iki farklı coğrafyanın, iki farklı kültürün ve iki farklı mücadelenin aynı çizgide kesiştiği bir andı. Merve de Dünya da bugün başardıklarıyla spor tarihinin ilgili satırlarında yerlerini aldı ve bundan sonra da atacakları her adım o sayfaları biraz daha kalınlaştıracak. Belki ileride yeniden karşı karşıya gelecekler, belki bu rekabet yeni jenerasyonlar için bir referans olacak. Ama ne olursa olsun; ortaya koydukları fedakârlık, cesaret ve direnişle ikisi de şimdiden birer şampiyon. Geldikleri yollar farklı fakat ortaya koydukları mücadele ve özveri kalıcı.
Merve ve Dünya’yı aynı tatamiye taşıyan hikayeler başlı başına tarihsel bir kontrastın somut fotoğrafı. Gururumuz Merve Dinçel Kavurat ve rakibi Dünya Abu Talib’in hikayeleri, vefatının 87. yıldönümünde, Mustafa Kemal Atatürk’ü hatırlatıyor. Kurduğu temeller, reformları ve öğretileri geçtiğimiz en karanlık günlerde dahi diri bir şekilde meyvelerini vermekte. Bizleri korumaya çalıştığı zihniyetin yol açtığı hikayeler ise başlı başına birer ders niteliğinde. 30 Ekim’de, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızın sadece bir gün sonrasında, Cumhuriyet’in 102. yaşının ilk gününde gelen bu altın madalya, bu ülkede şartlar ne olursa olsun hayal kurmaya devam edebilen her bir insanın zaferi.
2 kez Dünya, 1 kez Avrupa, 1 kez Akdeniz Oyunları şampiyonu Merve’nin şampiyonluğu sonrasında yaptığı sosyal medya paylaşımında şu cümleler geçiyor: “Benim hayallerim her zaman uçsuz bucaksız oldu. Ne zaman vazgeçmeyi düşünsem daha büyük hayaller kurdum. Çok şükür ki bugün 2023’ten sonra üst üste ikinci dünya şampiyonluğumu kazandım. Çok mutlu ve gururluyum. Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık. Bu madalya başta Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm ülkemize armağan olsun. Hayallerinizin peşinden gidin, hayal kurmak güzeldir ama en güzeli; onları gerçekleştirmek üzere çıktığınız yoldaki mücadelenizdir.”

Bir yanıt yazın